ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

KÖYCEĞİZ



KÖYCEĞİZ İLÇE TARİHİ VE COĞRAFYASI
Köyceğiz İlçesi Akdeniz ve Ege Bölgelerinin birleştiği yerde, Muğla – Fethiye Karayolunun 60. Km’ sinde, zengin doğal güzellikler ve narenciye bahçeleri içinde sakin turistik bir beldemizdir.




İlçemiz adını aldığı Köyceğiz Gölü’ nün kuzeyinde kurulu olup, 1606 Km2 yüzölçümünde, 28. Derece 44. Boylam 36. Derece 58. Enlemler arasındadır. 2000 nüfus sayımına göre İlçenin nüfusu köyleri ile birlikte 29.196 olup, ilçe 1860 yılında kurulmuştur.


Doğusunda Ortaca ve Dalaman İlçesi,Batısında Marmaris ve Ula İlçesi,Kuzeyinde Denizli Güneyinde Akdeniz bulunmaktadır.İlçemize bağlı 18 köy ve 2 belde mevcuttur.Rakımı 22,50 metredir.


KÖYCEĞİZ GÖLÜ : Akdeniz Bölgesinin batı ucunda, ilçe hudutları içerisinde suyu kükürtlü ve acı bir göldür. Gölün, ön alüvyonlarla tıkanmış eski bir körfezden türediği sanılmaktadır. Yüzölçümü 54 Km2’ dir. 


Denizden yüksekliği 8 m. Derinliği ise 15-150 m. Arasında değişir. Kuzeyde dağlık alandan inen kısa derelerle ve suyu bol kaynaklarla beslenen göl fazla suyunu Dalyan Boğazı ile denize boşaltır. Hemen hemen her zaman sakin olan gölde, yılın 8 ayında su kayağı sporu yapılması mümkündür. 


Sahilde genişliği 50-200 m. Ve uzunluğu 5.5 km. olan altın sarısı şahane ince kumu, kuzeyde gölü, güneyde Akdeniz’ i birbirine bağlayan ayrı bir tabiat harikasıdır.


 Bir ikincisi ise gölü denize bağlayan 8 mil uzunluğundaki Dalyan Boğazı olup, sazlarla kıvrıla kıvrıla denize ulaşır.


İlçemizin kültürel değerleri ve eski eserleri ile antik değerlere sahiptir.


İlçe, Tarihçi Herodot ve Coğrafyacı Strebon ile Şair Homeros’ a göre M.Ö. 3000 yıllarında KARLAR ve LEKELER tarafından iskan edilmiştir. Çevrede bu devirlere ait şehir kalıntıları, kaleler, su kemerleri, zirai teraslar ve çok sayıda bulunan kaya mezarı bunu kanıtlamaktadır.
Köyceğiz Gölünün sahille birleştiği bölgede kurulan Kaunos şehri KARİA’ nın önemli limanlarından ve ticaret merkezlerinden birini oluşturur. Kaunos daha sonra İskender’ in hakimiyetine girmiştir.


Romalılar devrinde ormanların yangın ve erezyona uğraması buna bağlı olarak tabiat şartlarının değişmesi ile civar kayalık ve bataklık sahaya dönüştüğünden nüfus oldukça azalmıştır. Bizans devrinde bataklıklar kurutularak tekrar eski zenginliğine kavuşmuştur.


Menteşeoğulları bölgenin fethini Selçuklu Sultanı II. Mesut adına 1291 yılında yaparak Bizans elinden alınmıştır. İlçe Hurşit Paşa zamanında Yüksek Kum köyü olan yere nakledilerek bugünkü ilçe merkezi oluşmuştur.
KÖYCEĞİZ : İstiklal Savaşında düşman saldırısına uğramış olup, 1919 yılı sonunda Tağirağazade, Müftü Mehmet Zeki Efendi, Osman Ağa ile hacı Osman Efendi ve Tevfik Beylerin öncülüğü ile Kuva-i Milliye Teşkilatı kurularak yurt savunmasına katılmıştır.
KÖYCEĞİZ İLÇE TARİHİ ESERLERİ
KÖYCEĞİZ İLÇE TARİHİ YERLERİ
Kaunos Antik kenti, Köyceğiz'den Sultaniye kaplıcaları yönünde devam ettiğinizde Çandır köyündedir.
Kaunos’a Köyceğiz ve Dalyan’dan tekneyle de gelinebiliyor. Ören yeri iskelesinden on dakikalık bir yürüyüşle Kaunos antik kentine ulaşılıyor. Denizden yatla gelenler Delikli Ada çevresinde demirleyip tekneyle kanalı izleyerek iskeleye çıkabiliyorlar.
Kaunos ticari açıdan önemli bir liman kentiydi. Zamanla denizin alüvyonlarla dolmasıyla liman özelliğini kaybetti.


Tarihin babası Heredot’a göre Kaunoslular Karia’nın yerli halkındandı ama kendilerini Giritli sayıyorlardı. Coğrafyacı Strabon da Kaunos’un tersanesinin ve ağzı kapanabilen bir limanının bulunduğunu yazıyor.


 Kenti ikiz kızkardeşi ile uygunsuz ilişki kurduğu için sürülen Miletos’un oğlu Kaunos kurmuş. Dalyan’dan da görülebilen kaya mezarları ise MÖ. 4. yy’da yapılmış, daha sonraları Roma döneminde de kullanılmış.
Lykia tipi mezarların içinde ölülerin üzerine yatırıldığı üç taş yatak bulunmaktadır. Cephede iki İon sütunu, sütunların üzerinde firiz ve alınlık görülmektedir. Alınlıkların birinde arslan kabartmaları vardır.


Kentin limanı akropolün aşağısındaki Sülüklü Göl’dü. O zaman deniz Kaunos’un akropolüne kadar gelmekteydi.


Perslerin Anadolu’yu bütünüyle ele geçirmesi üzerine kent Mausolos’un yönetimine girdi. MÖ. 334’de İskender’in Persleri yenmesi üzerine Prenses Ada’nın, sonra Antigonos’un, daha sonra Ptolemaios’un yönetimine girdi. 


Rodos Krallığı, Bergama Kralığı ve Roma egemenlikleri altında kaldı. Limanın dolmasıyla önemini yitirmeye başladı.
Akropol 152 metre yükseklikteki tepeye kurulmuştur. Surların kuzey yönünde olanı orta çağdan kalmadır. Uzun sur limanın kuzey yönünden başlayıp Dalyan Köyü’nün ilerlerindeki sarp kayalığa kadar uzanıyor.


 Surun kuzey kısmı Mausollos döneminde yapılmıştı. Kuzeybatı yönündekiler Hellenistik dönemdendir. Limana doğru olanlar ise Arkaik Devir’den kalmadır.


Tiyatro Akropol’ün eteğindedir. 33 Oturma sırası bulunmaktadır. Tiyatronun batı yönündeki yapı kalıntılarından biri bazilika tipi kiliseye aittir. Diğerleri Roma Hamamı ve Tapınağa aittir.


Aşağıda tamamlanmayan bir daire biçiminde örülmüş ve yivsiz sütunları bulunan yapının arkasında üç basamakla yükseltilmiş podyum bulunuyor. Burada tapınağın kalıntıları görülüyor. Daire biçimindeki yapının ne olduğu ise bilinemiyor.


Eski liman olan Sülüklü Göl’ün kuzeyinde yapılan kazılarda stoa ortaya çıkarıldı. Çevresinde bir çok heykel kaidesi bulundu, ama heykeller bulunamadı. Stoanın yakınındaki çeşme restore edilmiştir.


Surları ve kuleleri bütünüyle görmek için uzunca bir keşif gezisine çıkılması gerekiyor.


Kaunos antik kenti sonrasında isteyenler tekneyle Kaunos’un şimdi Sülüklü adı verilen göle dönüşen antik limanına ve Çandır köyüne çıkabilirler.


Çandır köyünün iskelesinde gezi tekneleri sıralanır her zaman. İstuzu’na yanaşan yatlara hizmet verir bu tekneler. Alır Dalyan’a ve Çamur banyosuna taşırlar yat müşterilerini.


İskelede kayalara oyulmuş kovuklar çarpacaktır gözünüze. Bunlar, Kaunos’a yük taşımak için antik limana yanaşan gemilere fener görevi gören dev ateşlerin yakıldığı kovuklardır.
SULTANİYE KAPLICALARI


Köyceğiz Gölü'nün güney batısında Ölemez dağı'nın eteklerinde yer alan Sultaniye Kaplıcaları'nın tarihi günümüzden binlerce yıl öncesine dayanır. M.Ö. 100 yıllarında Kaunos'lular tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Bizans döneminde ise genişletilerek konaklama tesisleri yapılmıştır.


 Günümüzde Bizans döneminde yapılan tesisler Köyceğiz Gölü'nün suları altında kalmıştır. Roma döneminde kapsamlı bir hastane haline getirilmiştir. Kaynaklara göre, hastanenin girişine "Tanrılar adına buraya ölüm giremez" diye yazılmıştır. Ölemez Dağı da adını buradan almıştır.
Sultaniye kaplıcaları, Romatizma, böbrek ve idrar yolları rahatsızlıkları , metabolizma bozuklukları, ruhsal yorgunluk, cilt ve kadın hastalıkları gibi birçok hastalığa direk tedavi olarak şifa gösterilir..
 Sultaniye Kaplıcaları'nın suyu kalsiyum klorür, kalsiyum sülfat, kalsiyum sülfür, bromür, radon ve radyoaktif maddeler içermektedir. Su sıcaklığı 39 derece olan Sultaniye Kaplıcaları Türkiye'nin en yüksek radyoaktiviteye sahip kaplıcasıdır (98.3). 
Radon değeri açısından da dünyada Endonezya’daki kaplıcadan sonra ikinci sırada yer alıyor. Radyoaktivite yüksekliği nedeniyle rehabilite edici özelliği vardır. Yatalak olarak getirilen hastaların burada tedavi gördükten sonra yürüyerek gittikleri bilinmektedir... Sultaniye Kaplıcaları'na Köyceğiz'den tekne veya karayoluyla ulaşabilirsiniz..
Sultaniye Kaplıcalarının, (Sağlık Bakanlığından olaylı) İyi Geldiği Rahatsızlıklar :


Romatizma Hastalıkları
Deri Hastalıkları
Kalp ve Kan dolaşımı
Solunum Yolları hastalıkları
Kadın hastalıkları
Böbrek ve idrar yolları hastalıkları
Mide ve bağırsak hastalıkları
Sinir ve kas yorgunluğu “Bünyesel yorgunluk”
Sinirsel hastalık
Eklem ve kireçlenme hastalığı
Göz hastalıkları
Ameliyat sonrası rahatsızlıklar
Beslenme bozukluğu rahatsızlığı


KÖYCEĞİZ İLÇE GÖLÜ
Göl,dağlardan yedi kol halinde inen sularla, bol su kaynaklarıyla besleniyor. Onun için de yaz kış özelliğini yitirmiyor. Fazla suyunu 10 km. uzunluğundaki dar bir kanalla (Dalyan) Akdeniz’e boşaltıyor. Elinizde ayrıntılı bir çevre haritanız yoksa çevrede dolaşırken neresi göl, neresi deniz karıştırıyorsunuz.


 En iyi ipucu gölün sazlıkları. Dalyan Boğazı ile Akdeniz’e bağlanan gölün kapladığı alan 6300 hektar. Boğazın ucunda Sülüngür adlı, tatlı-tuzlu su karışımı küçük bir lagün gölü daha var. Bu göl kefallerin yumurtlama yeri. Deniz kıyısı ise 50 ile 200 metre arasında değişen genişlikte ve 5,5 Km. uzunlukta çok güzel bir kumsalla süsleniyor. (Bakınız İztuzu Kumsalı)
Göl, körfezin ağzının alüvyonlarla tıkanmasıyla denizden ayrılmış, ama tam da kopamamış ki, suyunu denize akıtmaya devam ediyor.
Deltayı Nam Nam ve Yuvarlak Çay’ın alüvyonları oluşturmuş.
Fotoğraf ve motorsuz su sporlarına tutkun olanların Köyceğiz Gölü'nden ayrılmaları epeyce zor olacak. Göl çevresi nefis görüntüler sunuyor. Sörf, yelken, kürek gibi su sporları yapmıyorsanız gölden uzak durmayın gene de. Akşam üzeri veya gece sandal gezisine çıkın ve gecenin sessizliğine, gökyüzünün yıldızlarına şarkılar söyleyin.
Balık tutmaya meraklı iseniz giderken olta takımlarını götürmeyi unutmayın, göl amatör balıkçılara şans tanır, boş dönmezsiniz.
Gölün çevresinde yürüyerek veya otomobille yapılacak bir gezi de çok zevkli olacak. Gölde tekne turu da ilgi çekici.
Göldeki küçük adaya yörede Hapishane Adası deniyor. Ada tarihte önceleri askeri amaçlarla kullanılmış, sonra hapishane yapılmış. Cenevizlilerden kalma kalenin kalıntıları görülebiliyor. Yörede Aşık Adası da deniyor. Anlatılan öyküye göre birbirine sevdalanan iki genç aileleri evlenmelerine izin vermeyince bu adaya sığınmışlar. Ailelerin baskısından kurtulmuşlar da kötü kaderden kurtulamamışlar, koca bir yılan sokmuş da oracıkta ölmüşler. ( Anadolu'da çok yaygın olan 'Ada ve Yılan hikayelerinden birini de burada dinleyebilirsiniz.)
Köyceğiz tam bir su cenneti. Denizi, gölü, gölü besleyen ırmakları ve denize bağlayan kanalı ile değil sadece. İlçenin neresini bir kaç metre kazsanız tertemiz su fışkırıyor. Bu nedenle de tarıma da çok elverişli. Alttan sürekli su alan bitkileri yaz güneşinin yakıcılığı bile sarartamıyor.
Etraf dağlarla çevrili, dağlar günlük ve çam ormanları ile kaplı. Çam ve günlük ağaçlarının birlikte oluşturdukları orman dünyanın bir başka yerinde yok.


KÖYCEĞİZ İLÇE ŞELALE
Toparlar Şelalesi Antalya yolunda Köyceğiz'in biraz uzağında kalıyor.


 Yolun dağlık olan tarafında şelale yazısını görebilirseniz (küçükçe yazılmış) oradan içeri girin. Araba ile otopark imkânı mevcut.


 Arabanızı bıraktıktan sonra biraz doğa yürüyüşü yapmanız gerekiyor.


 Ama bu yürüyüşe değer. 45 derece sıcakta çam ormanı içerisinde 10 dakika yürüdükten sonra şelaleye varılıyor. Suyu buz gibi ve gelen misafirleri o sıcakta o kadar rahatlatıyor ki ....